Gelen gideni aratır arkadaş !

Bir önceki yazımda 'özgürlük'ten bahsettim ya hani.Bu sefer başka bi özgürlükten bahsedicem size; Kalbinizin özgürlüğü.Felsefik oldu ama aslında değil.Çoğumuzun yaşadığı bok bu.Örneğin; allahaşkına hanginiz her birlikte olduğunuz adamda ilk aşkınız veya en hayvansı aşık olduğunuz insanı aramıyosunuz ? Ben kendimden yola çıkarsam, tanıştığım adam ne kadar mükemmel olursa olsun onunla aynı espriyi falan yaptığı an 'mükemmel ötesi' oluyo gözümde.Diğer mükemmel özellikleri önemsiz yani.Aksi durumda da bu böyle.Adam iğrençse, tam bir ayıysa ya da böyle günde 8748912374 tane kız götüren adamsa ooooh hemen tatlı bi adama dönüşüyo gözümde benzer bir hareketle.İşte bu sebeple ya eksiye tekrar kendi kafamda ölüp bitiyorum, ya da bu oyun devam ederse sonunda üzülen ben oluyorum.Bu nasıl bişey biliyo musunuz ? Nokia telefon kullanan biri gider iPhone alır da; ''dokunmatik abi bu yeeeaa'' der ilk başta sonra cebindeyken 2189419204 kişiyi arar, faturası çoğalır, kontörü biter,içten içe değişik gelir,sever ama,bilindik değildir, güven vermez.Bir süre sonra gider bitane Nokia alır yine.Ben bu durumu buna çok benzetiyorum.Ve eskiyi arkada bırakıp yeni şeyleri deneyen, buna çabuk alışabilen insanlara çok özeniyorum,çünkü yeni tanıştığın bi insana kendini anlatmak kadar zor ikinci bir şey yok ! Ne yersin, ne içersin, hangi lafı şaka sayarsın, hangi lafa alınırsın...Çok zor.Ya da ben üşengecim.İşte bu yüzden Seda Sayan demiş; evleneceksen gel.

0 yorum:



Yorum Gönder